Ana Sayfa / Dergide Bu Ay / Bir kaç adımda Hatay Rehberi

Bir kaç adımda Hatay Rehberi

DCIM102GOPROG0014375.

Bir kent düşünün; mitolojisiyle sizi alıp çağlar öncesine götüren, ayak basılmamış topraklarda uygarlıklar kurdurtan ve sonra aniden geri günümüze getirip sadece damağınızda değil aklınızda da kalacak lezzetler tattıran… Düşünüldüğünde bile kendinde sonsuz bir merak uyandıran bu şehir Hatay olsun, gelin hep birlikte bakalım Hatay’da neler olduğuna, nerelere gidilip, neler yapıldığına, hangi eşsiz lezzetlerin akılda kaldığına…

Hatay’a Nasıl Gidilir?
Hatay’a İstanbul ve Ankara’dan uçak seferleri ile, Mersin’den tren seferleri ile ulaşmak mümkündür. Bununla birlikte Türkiye’nin her bölgesinden kente birçok firma otobüs seferleri düzenlemektedir.

Nerede Konaklanır?
Hatay’da orta bütçeli ve lüks birçok otel bulunuyor. Özellikle merkez ilçe Antakya’da adım başı butik otele rastlamak mümkün. Ottoman Palace, Narin Hotel, Boğaziçi Hotel, Divan Hotel, Çiçekli Konak, Antik Grand Hotel, Beyazıt Hotel, İskenderun Hilton gibi hem şirin hem de lüks olmak üzere pek çok seçenek bulunuyor.

Mutlaka Görülmesi Gereken Yerler!
Hatay’ın gezilecek yerlerin tamamında büyük bir tarih dokusu vardır, başta Antakya ve İskenderun olmak üzere birçok önemli yerleşim yerlerini bünyesinde barındıran zengin bir tarihe sahiptir. Erken Hıristiyanlıktan günümüze kadar bu dinin önemli merkezlerinden biri olmuştur. Hristiyanlığın bu kadar önemli olması Müslümanlar için de kentte bir rağbet yaratmış ve önemli İslam eserlerinin yükselmesini sağlamıştır.
Habib-i Neccar Cami: Hem Müslümanlar hem de Hıristiyanlar için önemli bir yapı olan Habibi Neccar Camii Hatay’da gezilmesi gereken yerlerden biridir. Camii Antakya’nın Arapların himayesine girdiği 636 yılında Ebu Ebeyde Bin Cerrah tarafından fethin simgesi olarak inşa ettirilmiştir. Yapı bugün Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde inşa edilen ilk cami olma özelliğini taşır. Caminin adını taşıdığı Habibi Neccar ilk Hıristiyanlardandır. Kuranı Kerim’de de geçen vaka; Mesih havarilerinden Yuhanna ve Pavlus’u Antakya’ya gönderir. Havariler şehre girerken koyunlarını otlatan bir marangoz ile karşılaşır. (Neccar, marangoz demektir.) Havariler bu adama yardım eder ve yatalak oğulunu iyileştirirler. Bunun üzerine marangoz da İsa’ya iman eder. Ancak Tanrı’nın mesajını duyurmak için şehre gelen havariler şehirde pek hoş karşılanmaz ve hapse attırılır. Bunun üzerine Mesih üçüncü elçi olarak Barnabas’ı şehre gönderir. Halk onları istememekte ısrar eder ve öldürmeyi planlar. Durumu öğrenen Habibi Neccar halkı uyarmasına karşılık işkence altında can verir. Günümüzdeki yapı Osmanlı döneminde yenilenen yapıdır. Kubbe geçişleri pandantifle sağlanmış, son cemaat yerinde çapraz sivri tonozlar örtü sistemi olarak kullanılmıştır. Mermer minber ve mihrabın üzerindeki vitray cam dikkat çekicidir.
St. Pierre Kilisesi: Hatay’da gezilecek tarihi yerlerden biri olan bu kilise, Antakya’nın Reyhanlı çıkışında, Habib-i Neccar Dağı’nın uzantısı olan Haç (Stauris) Dağı’nın eteğindeki kayalara oyulmuştur. 13 metre uzunluğunda 9.5 metre genişliğinde ve 7 metre yüksekliğinde bir mağara (kaya) kilisesidir. İsa’nın ölümünden sonra Antakya Kilisesi’nin kurucusu ve ilk rahibi sayılan havari St. Pierre M.S. 29-40 yılları arasında şehre gelmiş ve ilk dini toplantısını burada yapmıştır. İsa’ya inananlara Hıristiyan (Hıristos) adı da ilk kez Antakya’da bu kilise cemaatine verilmiştir. St. Pierre Kilisesi, bugün Hıristiyanlığın ilk mabetlerinden biri ve hac mekânı olarak kabul edilmektedir. Günümüzde anıt müzesi olarak kullanılan yapı, Hıristiyan cemaati tarafından törenlerde ve St. Pierre Günü kutlamalarında kullanılmaktadır.
Haron – Cehennem Kayıkçısı: Hatay’da gezilecek mitolojik yerlerden biri de bu kaya kabartmasıdır. St. Pierre Kilisesi’nin bulunduğu tepenin biraz daha yukarısındadır. Patika bir yoldan 10 dakikalık bir yürüyüşle ulaşılır. Helenistik dönemde Antiochus IV. Epiphanes (M.Ö. 175 ¬164) döneminden kalan ve mitolojide “Cehennem Kayıkçısı” olarak adlandırılan bir kaya kabartması eseridir. IV. Antiochus döneminde kentte yayılan veba salgınının durdurulması amacıyla kâhinlere danışılmış, onların tavsiyesi üzerine de kente yukarıdan bakan dağ üzerinde böyle bir kabartmanın yapılması kararlaştırılmıştır. Büst, başında örtü bulunan ve tamamlanmayan bir kadın portresini andırmaktadır. Salgının durması ile kabartmanın yapımı yarıda bırakılmıştır.
Antakya Surları: Antakya şehir surları Hatay’da gezilecek yerler arasındadır; sırasıyla Selevkos, Tiberius, Teodisius ve Justinianus tarafından yaptırılmıştır. Selevkos ve Roma dönemlerinde daha uzun ve yüksek olarak yapılan surların üzerinde 360 tane nöbet kulesi ve Habib-i Neccar Dağı’nın en yüksek ve sarp tepesi üzerinde bir iç kale bulunuyordu. Bugün surların sadece Hacıkürüş deresine bakan yamaçlarındaki bazı bölümleri sağlam kalmıştır.
Arkeoloji Müzesi: Dünyanın 3. Büyük mozaik müzesi olan Hatay Arkeoloji Müzesi, Hatay’da gezilecek önemli eserlerin bulunduğu nadir yerlerden biridir. Şehir merkezinde bulunmaktadır. Arkeoloji Müzesi’nin ilk binasının yapımına 1934 yılında başlanmış, 1948 yılında ziyarete açılmıştır. Şu anda kullanılan modern yeni müze binası ise 2014 yılında hizmete açılmıştır. Müze, mozaik koleksiyonu bakımından çok zengindir. Bünyesinde çeşitli dönemlere (Prehistorik Çağ, Demir Çağı, Helen, Roma, Bizans) ait olan ve Harbiye, Antakya, Aççana, Samandağ ile İskenderun’da bulunan eserler sergilenmektedir.
Katolik Kilisesi: Kurtuluş Caddesi üzerinde bulunan yapı Katolikler tarafından kilise ve okul olarak açılmıştır. Daha sonrasında gelen Fransız rahipler ise buraya manastır kurmuşlardır. 1852 yılında dönemin padişahından bir Katolik kilisesi kurmak için izin almışlar ve bu kiliseyi yapmışlardır.
Antakya Havrası: 1700 yıllarında, Kurtuluş Caddesi’ndeki bir binadan dönüştürülen Sinagogda bulunan mukaddes kitap “Tora” ceylan derisi üzerine İbranice yazılmış olup, yaklaşık 500 yıllık bir geçmişe sahiptir. Musevi cemaati düzenli olarak burada ibadetlerini yapmaya devam etmektedir.
Sokullu Külliyesi: Hatay’da gezilecek yerler arasındaki Payas’ta bulunan Külliye, kervansaray, Pazar, Hamam, Cami ve Medreseden oluşan Sokullu külliyesi, önemli Osmanlı mimari örneklerindendir. Külliyenin tamamı Sokullu Mehmet Paşa tarafından, Mimar Sinan’a 1574 yılında yaptırılmıştır.
Pazar Yeri: Külliyenin orta yerindedir. Üzeri tonozla örtülüdür. Dört kapılı çarşının iki tarafında dükkanlar bulunmaktadır.
Kervansaray: Pazarın doğu tarafındaki kapıdan girilmektedir. Bir avlu etrafında üzeri kubbeli hücre şeklindeki odalardan oluşmaktadır. Avlunun çevresi 5-6 metre yüksekliğinde bir duvarla çevrilmiştir.
Hamam: Pazarın kuzeybatı tarafında bitişik, kırmızı ve siyah taşlardan yapılmış olup, soğuk, ılık ve sıcak olmak üzere üç ayrı bölümden oluşmaktadır.
Cami ve Medrese: Pazarın güneybatı bitişiğinde, yüksek bir kubbe ile inşa edilmiştir. Caminin kuzey tarafında yer alan ve kapıları avluya açılan 14 adet kubbe oda medrese eğitimi görenler için yapılmıştır.
St. Simeon Manastırı: Stilitler tarikatının kurucusu Saint Simon Stilit (İ.S.389- 459) olarak kabul edilmektedir. Kilikya ile Suriye’nin birleştiği sınır bölgesinde doğduğu ve genç yaşta Antakya’da yaşamaya başladığı görülmektedir. Simon bir manastırda aldığı temel din eğitiminden sonra kendini kentin dışında bir hücreye kapattı. Burada 3 yıl yaşadıktan sonya kentin yakınında bir dağa çıkarak, burada kendini bir kayaya zincirledi ve çevresine çizdiği bir çemberin dışına çıkmadan yaşamaya başladı. Sabrı, dayanıklılığı ve inancı kısa zamanda duyulduğu için Hıristiyanlık dünyasının her yanından hastalar, dertliler, çaresizler vb. Simon’a akmaya başladılar. Başlangıçta Simon biraz yüksekçe bir yere çıkarsa biraz soluk alabileceğini düşünmüş olmalıydı. Zamanla tepesine tünediği sütunun yüksekliği arttı. Son sutuna 13 m. olup en tepesinde 2 m2 genişliğinde bir bölüm vardır. İnsanlardan yatay olarak kaçma umudunu yitiren Simon’un dikey olarak kaçmaktan başka çaresi kalmadığını söyleyenler de çıkmıştır. Terk-i dünya tarikatının merkezi olarak bilinen St. Simon Manastırı, Samandağ-Antakya arasında Antakya’ya 18 km. uzaklıktadır.
Uzun Çarşı: Hatay’ın turistik mekanlarının başında gelen Hatay Uzun Çarşı keyifli zaman geçirebileceğiniz bir diğer durak Hatay’da. Hem geleneksel el sanatlarını yakından tanıyabileceğiniz, hem yöresel gıda ürünleri ve hediyelik eşya alabileceğiniz Hatay Uzun Çarşı’ya birkaç saatinizi ayırabilirsiniz.
Harbiye: Hatay gezilecek yerler listemizin sonunda eğlence yerleri, tapınakları, köşkleri ile ünlü olan Harbiye’ye yer veriyoruz. Harbiye, Antakya’ya 6 km uzaklıktadır. Tarihi, Helenistik ve Roma Dönemi’ne dayanmaktadır. Bu dönemde çağlayanları ile oldukça ünlenmiştir. Şu anda Antik Dönem’e ait yapılar bulunmamaktadır.

Tarih, İnanç, Eğlence, Doğa ve Kültür Gezisi İçin Kısa Liste:
Hatay Arkeoloji Müzesi, Kiliseler ve Havra, Titus Tünelleri, Eski Antakya, Arsuz, Harbiye, Batıayaz, Vakıflı Köyü, Hıdırbey Köyü, Musa Ağacı, Cennet Koyu, Kara Mağara, Samandağ Şıhıdır, Beyazıd Bestami Türbesi, Çevlik, İskenderun Çağlayan Şelaleleri.

 

İlginizi Çekebilir

YENİ KARİYER YOLU: GİRİŞİMCİLİK

Son yıllarda, girişimcilik ve inovasyon kavramlarının giderek artan bir şekilde popüler olduğuna ve artan sayıda …

Bir cevap yazın

Watch Dragon ball super