1968 yılında Dörtyol’da dünyaya gelen Bekir Altan, öğrenim hayatına Payas Fahrettin Altay İlkokulu’nda başlayarak ortaokul ve liseyi Payas Yakacık Lisesi’nde okudu. Van 100. Yıl Üniversitesi’nde sınıf öğretmenliğini, Anadolu Üniversitesi’nde matematik öğretmenliğini bitirdi. Askerliğini Er öğretmen olarak tamamladı.
Bahçeşehir Üniversitesi’nde stratejik pazarlama ve marka yönetimi üzerine yüksek lisansını tamamlamış olup, uluslararası ilişkiler ve siyaset üzerine yüksek lisansını sürdürmektedir.
Öğretmen olarak Türkiye’nin çeşitli yerlerinde görev yaptıktan sonra Payas 100. Yıl İlköğretim Okulu’nda müdür olarak görev yapmaktayken istifa ederek 18 Nisan 1999 mahalli seçimlerinde Belediye Başkanlığına aday oldu ve seçimi kazandı. 18 yıldır Payas Belediye Başkanı olarak görevine devam etmektedir.
Ayrıca; Mahalli İdareler İşverenleri Sendikası Genel Başkan Yardımcısı, Türkiye Halter Federasyonu Yönetim Kurulu ve As Başkanlığı görevlerini de yapmaktadır.
Evli ve üç çocuk babası olan Bekir Altan yaşam gayesini şöyle özetliyor;
“Bir canlı için nefes almanın, beslenmenin elzem bir ihtiyaç olması kadar çalışma ve okuma da o derece önemli bir ihtiyaçtır. ‘İki günü eşit olan zarardadır’ diyerek sürekli ve farklı yönlerde çalışıp, okurum. Zira çevremdeki insanlardan da beklentim budur. ‘İlim Çin’de de olsa gidip alınız’ hadisini hayatıma prensip olarak işlemiş bir kişiyim.”
18 yıldır Payas Belediye Başkanlığı görevini icra ediyorsunuz. Payas halkı sizi çok yakından tanıyor. Bu başarınızda Payas halkının size olan sevgisini ve sizden vazgeçememesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Biz bir ekip olarak çalışıyoruz. Ve her geçen gün kendimizi zamanın ötesine güncelliyor, geliştiriyoruz. “Halka hizmet Hakk’a hizmettir.” diyerek Türkiye’de belediyecilikte bugüne kadar hiç denenmemiş, farklı uygulamalarla halkın karşısına çıkan bir anlayışla yolumuza devam ediyoruz.
Eğer kendinizi yenileyemiyorsanız eğer çalışanlarınız kendisini yenileyemiyorsa, yaşanan değişimleri şehrinize yansıtamıyorsanız sizde de yönettiğiniz kent halkında da heyecan her geçen gün azalır. Heyecanın azaldığı yerde de insanların size karşı tutkusu ortadan kalkar. O zaman ne yapmalısınız? Kendinizi yenilemelisiniz. Ben de bu şekilde bir yol izledim.
Sürekli bir eğitimden geçerek kendimizi inovatif gelişime tabii tutmalıyız. Ekibimizi bu manada geliştirdiğimiz kadar bir yönetici olarak benim de kendimi yenilemem ve değiştirmem gerekiyor.
Bu bakış açısıyla sınıf öğretmenliğiyle başladığım eğitim hayatıma Anadolu Üniversitesi’nde matematik öğretmenliği bölümüyle devam ettim. Ardından da Bahçeşehir Üniversitesi’nde ‘Stratejik Pazarlama ve Marka Yönetimi’ bölümünde yüksek lisansa başladım. Önce ‘ne işin var burada?’ diye kendime sorular yöneltmeye başladım. Çünkü hiç duymadığım, bilmediğim kavramlar konuşuluyordu. Kırk yaşını aşmış bir belediye başkanı olarak, gençlerin karşısında mahcup duruma düştüğümü hissediyordum. Ders anlatmaya gelen profesör düzeyindeki hocanız sizin yaşınızda, Doçentler, yardımcı doçentler ise daha küçükler. Her şeye rağmen ‘Ben burada başarılı olacağım, kendimi yenilemek zorundayım’ demek suretiyle motive olmaya çalışıyordum. Hedefime de ulaştım ve yüksek lisansımı tamamladım. Yetinmedim, yine aynı üniversitede ‘Uluslararası İlişkiler ve Siyaset’ konusunda ikinci bir yüksek lisans eğitimine başladım. Yaşantıma çok büyük katkılar sunan bu eğitim sürecini de tamamladıktan sonra ilk etapta yabancı dilimi yeterli seviyeye getireceğim sonra da uluslararası ilişkilerde doktora yapacağım.
Okul müdürlüğümü de, belediye başkanlığımı da her zaman özel sektör mantığıyla yapmaya çalıştım. Memuriyette kullanılan 8-5 mesai anlayışını hiçbir zaman benimseyemedim. Özellikle sınırları içerisinde dünyanın dev firmalarının kurulu bulunduğu bir şehrin başkanlığını yapıyorsanız bakış açınızı, yönetim şeklinizi buna göre geliştirmek, bilginizi sürekli yenilemek durumundasınız. Firmaların sahiplerinin, yöneticilerinin penceresinden bakmayı öğrenmelisiniz. Bu anlayışımız hem yönettiğimiz şehre hem de kişiliğimize olumlu katkılar sağlıyor.
Bizdeki görev aşkı 7/24 esaslı çalışmayı esas kılıyor. Bunun karşılığında 18 yıldır Rabbim bize hemşehrilerimin sevgi ve bağımlılığını sunuyor. Halkın uygun gördüğü yere kadar da devam edeceğiz.
Belediye başkanlığınız süresince gerçekleştirdiğiniz projelerinizden bahseder misiniz?
Sizlere 1999 yılında Türkiye’nin en genç belediye başkanı seçilerek geldiğim görev günümden bu yana yaptıklarımızı anlatayım. 18 yıllık belediye başkanlığı görevime sadece ‘çocuk parkı yapma’ sözümle başladım. O zamanlar dokuz mahallesi olan Payasımıza dokuz tane çocuk oyun parkı sloganıyla seçim kazanarak Payas’ı yöneticilerinden devraldım. Bir şehir düşünün ki oyun parkına bile muhtaç. Bu minimalde devraldığım şehrin durumunu zihninizde az çok canlandırabileceğinizi düşünüyorum. Devraldığımız şehrin eksik, yanlış, olumsuz yönlerini sıralamak bizim hayat felsefemize uymasa da ciddi bir hava kirliliği ve su kesintisi şehre hakimdi. Şehrin benden önceki yöneticilerini eleştirmiyorum, fakat mevcudun da tespitini yapmak gibi bir sorumluluğumuz var. Biz, bir metre bile imarlı yolu olmayan, alt yapısı yapılmamış, çocuk oyun parkları olmayan bir belediye devraldık. Şimdi ise parklarımızı sayamaz olduk.
Nasıl bulmak istiyorsan öyle bırak demişler ya, biz de devrettiğimiz belediyede olumsuzluklar olmasın diyerek çalışmalarımızı sağlam temellere oturtmaya çalıştık. Hiçbir zaman iki günümü eşit tutmayarak çalışmalarımı sürdürdüm. Ve bir şehir yeniden doğdu… Payasımız bugünlerine kavuştu.
Belediyelerin yapmaya cesaret dahi etmediği çalışmadır ki, parklardan sonra şehrin ihtiyacı olan yer altı çalışmalarına başladık. Onların riske edemediği altyapı ve kanalizasyon çalışmalarını gerçekleştirdik.
Kanalizasyonla başladığımız altyapı çalışmalarına ‘üç yıldan aşağı sürede tamamlayamazsınız’ denilen arıtma tesisi çalışmamızla devam ettik. Bir imkansızı, bir ilki gerçek kıldığımız projemizi 97 günde bitirerek rekora koştuk. Yetmedi, ikinci arıtma tesisi projemizi gerçekleştirdik.
İddialarımız hep büyüktü, hiçbir zaman kolaya kaçıp küçük düşünmedik. 300 bin kişiye yetecek içme suyunu getirerek 80 kuruşa hemşehrilerimize sunduk. İmara açılmayan yol kalmayacak dedik ve 400 kilometre yol yaptık; 3,5 milyon metre kare parke döşedik. Yol yapım çalışmalarına gerekli görülen her yerde devam ediyoruz.
Muazzam güzellikteki Payas sahilimizi atıl görünümünden kurtararak sil baştan düzenledik. 4 kilometre yürüyüş yolu ve çevre düzenlemesi yaptık.
Şehrimizin altyapısını bitirdikten sonra, gecekondu görünümündeki şehrimizi Türk şehircilik kimliğine uygun hale getirebilmek için ödüllü TOKİ projemizi hayata geçirdik. Çağlalık Mahallemizde yeni bir şehir kuruyoruz. Şehrimizin siluetini sil baştan çiziyor, Karbeyaz ve İstiklal Mahallemizde Türkiye’nin en büyük kentsel dönüşüm projelerinden birini gerçekleştiriyoruz.
Ben belediye başkanlığı görevine öğretmenlikten geldim. İnsanlığı geleceğe taşıyan en önemli unsur; eğitimdir. ‘Belediyecilik, hiçbir siyasi çıkar gözetmeksizin halka hizmettir’ gayemizle eğitim düzeyimizi yükseltmek için Türkiye’de ilklere imza atarak birçok büyük projeyi hayata geçirdik.
Göreve geldiğimiz günden bugüne ilçemizde bulunan 22 adet okulun tüm ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Hedefimiz; bir ilki gerçekleştirip Hatay’da ilk belediye okulunu inşa ederek milli eğitime teslim etmek.
Türkiye’de bir ilke imza attığımız Payas Mesleki Eğitim Kursları (PAMEK) ile eğitim ve işsizlik sorununa çözüm oluyoruz. Her yaştan, her kesime uluslararası ve üst düzey teknik donanımla geliştirilen PAMEK merkezimizdeİ; şuan için 150 branşta 1200 kursiyere eğitim veriyoruz. Ücretsiz olarak düzenlenen kurslar; yeni bir meslek sahibi olmak, mesleğinde kendini geliştirmek, sanatla yeteneğini keşfetmek ya da aile bütçesine katkı sağlamak hedeflerine sahip herkesin buluşma adresi.
En önemli projemizdir ki, dünyanın teknoloji merkezi Silikon Vadisi’ne öğrenci gönderen ilk ve tek belediye projesi PayasStem’i hayata geçirdik.
Geleceği kurgulayan nesilleri yetiştirdiğimiz PayasStem merkezimizde, anaokulundan liseye kapsamlı bir eğitim veriyor, ülkemizin geleceğine yatırım yaparak çağın ötesinde gençlerimizi yetiştiriyoruz.
KOSGEB Destekli Uygulamalı Girişimcilik eğitimimizle özellikle girişimci kadınlarımız olmak üzere tüm girişimci adaylarına başarılı ve sürdürülebilir işletme kurmalarının yolunu açıyoruz.
Türk Yurdu Parkı ile memleketimize uluslararası birincilik ödülü getirdik. Şehrin Amanos Dağlarına manzaralı 15.500 metrekarelik en büyük parkını yaptık.
Her mahalleye bir taziye evi diyerek ilkini gerçekleştirdiğimiz proje ile hem şehrimize mimari görsellik katıyor, hem de cenaze çadırlarından konforlu yapılara geçiş yapıyoruz.
Gençlerimize Payas Gençlik Merkezi, yaşlılarımızaysa Yaşlılar Köşkünü yaparak, sosyal aktivitelerini gerçekleştirecekleri projelerimizin inşalarına devam ediyoruz.
Yardıma muhtaç yaşlılarımıza Evde Yaşlı Bakım ve Temizlik Hizmeti sunuyoruz. Gün be gün gelişen projemize şimdi lise öğrencilerimizi de dahil ettik. Gençlerimizin de eşlik ettiği ziyaretlerde hem yaşlılarımıza yalnız olmadıklarını hissettiriyor, hem de yaşamlarını konforlu bir şekilde sürdürmelerini sağlıyoruz.
Bu şehre bir sözüm var; görev sürecimin yettiği yere kadar hemşehrilerimin sağlık ihtiyaçları doğrultusunda 7/24 esaslı çalışan Hasta Nakil Aracı hizmetimizle gereken il ve hastanelere ulaşımını ve işlem yardımımızı sunuyoruz.
Payas sanayi şehri. Bu sebeple ülkemizin dört bir yanından gelen hemşehrilerimiz yaşıyor. Onlardan gelen istekler doğrultusunda Kastamonu Konağı ve Safranbolu Evimizle kendi kültürlerini yaşayacakları işlevsel dokular sunduk.
Belediyecilik anlamında imza attığımız farklı projelerden biri de Mahallelerde Gönül Sohbetleri. Her mahallemizde kapı kapı gezerek davetiye dağıtıyor, rutin aralıklarla mahallemizde seçtiğimiz orta noktada mahallelimizle bir araya geliyoruz. Herkesin mikrofonu eline alabileceği bir düzenek kurmak için toplantılarımızı hane sayısına göre günlere bölerek çoğaltıyoruz. Mahalle muhtarımız, tüm birim müdürlerimiz ve personelimizin de bulunduğu toplantılarda şikayet ve taleplerine çözüm olma noktasında buluşuyor, gönülden sohbet ediyoruz. Belediyeyi ayaklarına götürdüğümüz bu proje, şuanda partimizde örnek proje olarak çalışılıyor.
Bunun gibi projelerin yanında bir ilçe belediyesinin görevlerinin büyük çoğunluğunu oluşturan sosyal etkinliklerimizi de yoğun bir şekilde sürdürüyoruz.
Şuanda en çok ses getiren projelerinizden biri PayasStem Merkezi. Payas’tan Silikon Vadisi’ne kadar uzanan bu yolu bizimle paylaşır mısınız?
Artık dünya farklı şeyler konuşuyor. Biz de farklı olmalı, Türk Milletinin geleceği için çorba da bizim de tuzumuz olmalı. Dünyanın teknoloji merkezi Silikon Vadisi’ne öğrenci gönderen ilk ve tek belediye projesi PayasStem ile ulusal ve uluslararası ödüller alıyoruz.
Peki nedir bu STEM? STEM (Science, Technology, Engineering, Mathematichs); bilim, teknoloji, mühendislik ve matematiğin birbiriyle entegre bir şekilde öğretilmesini içeren bir eğitim yaklaşımıdır. Anaokulu seviyesinden üniversite seviyesine kadar tüm süreci kapsayan bu eğitimle çocuklarımız; ekonomik ve sosyal gelişmelere katkı sağlayan, çağımızın gerekliliği olan 21. yüzyıl becerilerine sahip, geleceğin yenilikçi bireyleri olmak üzere yetiştiriliyor. Sürekli sorgulayan, aykırı ve büyük düşünen, araştıran ve buluş yapabilen bireyler olması için eğitime yeni bir boyut katıyoruz. Burada yetişen çocuklar değil Payas’ın, ülkemizin geleceğine yapılmış bir yatırımdır.
Teknoloji ve mühendisliğe vurgu yapan bir alt yapıya sahip olması, çocuklara disiplinler arası bir bakış açısı kazandırması ve bilgilerin somut olarak hayata geçirilmesini sağlaması ile STEM’i günümüzün bilgi ve iletişim çağında önemli kılmaktan çok, zorunlu bir hale getirmektedir.
Nobel Ödüllü İlk Türk Bilim İnsanı Prof. Dr. Aziz Sancar hocamızı incelerken kız çocuklarına yönelik ülkemizde yürüttüğü GIS (Girls In Stem) projesi ile karşılaştım. STEM projemize ilham kaynağı olan GIS projesinin amacı; 6. sınıfa devam eden kız çocuklarının küresel eğitim, bilim ve kültür alışverişi konularında farkındalığını arttırarak daha iyi anlamalarına katkı sağlamaktır. STEM eğitimi ile kız çocuklarının eğitimine yönelik toplumsal algıları olumlu yönde desteklemek, hem çocuklar hem de ülkeler için olumlu değişimler sağlayacaktır. Bu projeyi şehrimize uyarlayarak gerçekleştirmek için bir gece Stem genel koordinatörümüz Fen Bilgisi Öğretmeni Cem Kağar hocamızla görüştük, nasıl yapabilirizi tartıştık.
Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın da dediği gibi, ‘Yurt sevgisi ona hizmetle ölçülür’ diyerek hizmette 7/24 esaslı çalışmakta, üretmekteyiz. Payas Belediyesi olarak Bahçeşehir Üniversitesi paydaşlığında 2016 yılının Haziran ayında başlatmış olduğumuz çalışmalar ile ilçemizdeki çocuklara STEM eğitimi vererek beş ay gibi kısa bir sürede hayata geçirdiğimiz bu proje ile 252 öğrenci kapasiteye sahip PayasStem Eğitim Merkezimizi hizmete açtık. PayasStem Eğitim Merkezimizde haftanın her günü Robotik Kodlama, Matematiksel Modelleme, Bilimsel Sorgulama sınıflarında eğitim verilirken, Bir Büyüğümüz Köşesi, Akıl Oyunları ve Kelimeler Dünyası alanlarımızda çocuklarımız sosyal etkinliklerde bulunmaktadır.
Bu projenin amaçlarından biri de sanayi alanında büyüyen ülkemizde teknoloji ve bilim alanlarında inovatif düşünen nitelikli bireyler yetiştirilmesidir. Öncelikli olarak dezavantajlı ailelerin çocukları ve kız çocuklarının katılımının sağlanmasını hedefledik. Ülkemizin 2023 kalkınma hedeflerine ulaşması için, işgücü ve bilgi ekonomisinin geliştirilmesinde STEM eğitimi olmazsa olmazlar arasında yer alıyor. Payas Belediyesi olarak PayasStem Eğitim Merkezimizde bilim, mühendislik ve yazılım alanlarında geleceğin bilim adamlarının yetiştirilmesi ve ülke ekonomimize katkının artırılması en büyük önceliğimizdir.
Her sınıfı ayrı ayrı ele almak gerekir. Robotik Kodlama sınıfında proje tabanlı öğrenme, bilgi işlemsel düşünme ile “Geleceğin robotlarını tasarlayan çocuklar yetişiyor”. Android uygulama geliştiren çocuklarımız bizim bütçe ayırarak satın aldığımız park sensörlerini bile kendi elleriyle yapıyor. Android ve Ios işletim sistemleri arasındaki uyumsuzluğu ortadan kaldıracak yazılım oluşturmayı hedefleyen, askerlerimizin ölmesine yürekleri dayanamayan çocuklar robot asker yaparak şehit vermemeyi hedefliyor.
Bunlar birer küçük çocuk aklı ki, düşüncelerinin yaptırıma geçtiğinde hafife alınamayacak kadar yetenekli zekalar olduğunu görüyoruz.
Bilimsel Sorgulama Sınıfında Bir çocuğun aklına gelebilecek tüm sorulara bilimsel yanıtlarını bulduğu, kendi araştırdığı ve kendi keşfettiği bir alan. Sadece araştırmıyorlar. Fizik, kimya, biyoloji laboratuvarlarında çalışmalar yaparak “roket tasarlayan, mandalinadan bile müzik yapabilen” çocuklar yetişiyor.
Matematiksel Modelleme Sınıfında saf matematiği öğrenen, 3D Printer Yazıcı ile aklınıza gelemeyecek her nesneyi önce modelleyip sonra üreten bir nesil yetişiyor.
Akıl Oyunları, bir sınıf olmaktan çok serbest etkinlik alanı. Teknoloji çağıyla birlikte toplumumuzda oluşan iletişim sorununu ortadan kaldırmak için çözüm olabilecek çalışmalara yer verdiğimiz alan. Strateji oyunları ile iletişimi güçlendirmek için çözüm yolu üretmeyi geliştirdikleri alan.
Kelimeler Dünyasında TÜBİTAK’tan özenle seçilmiş kitaplarından araştırma yapmak için keyifle ve renkle dinlendikleri kütüphanemiz. Ülkemizin acı gerçeklerinden biri de kitap okuma oranımızın alt seviyelerde olması. Başarı seviyemizi yükseltmek için bulduğumuz her boşlukta iki satır okumayı düstur edinmeliyiz.
Bir Büyüğümüz Köşesinde ise, her hafta Türkiye’de isim yapmış başarı öyküleriyle dolu, çocuklarımız için ulaşılmaz kişileri Stem merkezimize davet ediyoruz. Ulaşılmazları ulaşılır kılarak onlara, ‘Evet, ben de başarabilirim’ dedirttiğimiz; özgüven ve hedeflerini büyütmeyi hedeflediğimiz köşemiz.
PayasStem öğrencilerimiz ABD’nin Kaliforniya Eyaleti’nde bulunan Dünyanın Teknoloji Merkezi Silikon Vadisi’nde iki ödül aldı.
Amerika’da düzenlenen FRC (FIRST Robotics Competition) Robotik Kodlama yarışmasında ülkemizi PayasStem Eğitim Merkezi öğrencilerimizin de dahil olduğu SPARC 5665 takımıyla temsil ettik. Öğrencilerimiz Silikon Vadisi’nden Jüri Özel Ödülünü alarak ülkemizi gururla temsil etti. Yetmedi, yetinmediler. FRC turnuvalarına katılım gösteren öğrencilerden sadece ikisine verilen çok kıymetli bir ödül olan Dıens List Awards Ödülünü kazanma başarısını da gösterdiler. Ayrıca takımımız, dünyayı yöneten Apple vb. birçok şirketin CEO’larıyla görüşmelere gidip hiçbir şeyin ulaşılmaz olmadığını gördü. Projelerini sunarak kendilerini ispat etme şansını yakaladı. İnşallah çocuklarımızı geleceğin Steve Jobs’ları olarak yetiştireceğiz.
Dünyada 80 ülkeden 25 binin üzerinde takımın katıldığı bilimsel içerikli uluslararası FIRST LEGO League (FLL) turnuvasının ülkemizdeki İzmir ayağı ‘Bilim Kahramanları Buluşuyor’ adıyla 18-19 Şubat’ta gerçekleşti. PayasStem Robotik Takımımız Hatay’dan ‘13. Bilim Kahramanları Buluşuyor’ turnuvasına katılarak madalyalarıyla dönüş yaptı. Kısa sürede hazırlanıp yarışmaya dahil olan geleceğin tasarım, kodlama, yazılım, mühendislik ve dahası için Türkiye’yi bile inşa edebileceğine inandığım PayasStem Robotik takımımızda engelleri kaldırdık ve engelli çocuklarımızı da projemize dahil ettik. Asıl zekası geliştirilmesi gerektiğine inandığımız özel eğitim öğrencilerine de eğitim veren tek STEM merkezi PayasStem.
Biz, ilçemizdeki eğitim çıtasını en ileri düzeye taşıdığımız PayasStem merkezimizle inovasyon alanında, Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdik ve bu değerli projemizle Çırağan Sarayı’nda gerçekleşen ‘2017 Lobin Consumer Quality Awards – 30. Uluslararası Tüketici Zirvesi’nde ödül aldık. Yurtiçi ve yurtdışından önemli konukların katıldığı zirvede, Türkiye’de “Yılın En İyi İnovatif Başkanı” ödülünü alarak farklı belediyecilik anlayışımızı gözler önüne serdik.
PayasStem Merkezinde çocuklarımıza balık tutmayı öğretiyoruz. Her kurum öğretmen odaklı eğitim verirken biz; öğrenci odaklı, belediye destekli ve ücretsiz eğitimimizle Türkiye’deki tek STEM merkeziyiz. Çocuklarımız okullarından arta kalan zamanlarda merkezimize gelerek eğitimini sürdürüyor. Payas dışında İskenderun ve Dörtyol’dan da öğrencilerimiz geliyor. Hedefimiz tüm Hatay’ımızın çocuklarına erişebilmek.
‘Kapımızı hiçbir zaman insanlığa kapatmayacağız’
İlerleyen dönemlerde Suriyeli çocuklarımızı da dahil ederek kültürel birliğimizi sağlamayı hedefliyoruz. Merkezimize girdiğinizde karşınıza çıkan yazımız tüm gayemizi açıklar; Osmanlı’da Enderun mekteplerinin kapısında yazan, ‘Burada hiçbir balık uçmaya, hiçbir kuş yüzmeye zorlanmaz.’ PayasStem projemiz ile büyüyen Türkiye’de ‘ekonomimize katkı sağlayacak, inovatif düşünen, teknolojik veri üreten, bilime katkı sağlayan geleceğin ‘Teknoloji Liderleri’ olacak bireyler yetişiyor.
Hem kültürel, hem ekonomik hareketlilik katarak yaptığımız bu hizmetlerle geleceği kurgulayan yeni bir nesil yetiştiriyoruz. Her projemizde parti gözetmeksizin insan odaklı hizmet için emek sarf etmekteyiz.
Payas’ı anlatır mısınız?
Bugünkü sınırlarıyla ya da bugünkü potansiyeliyle değerlendirmekten ziyade izin verirseniz geçmişten günümüze getireyim size Payas’ı.
Darius’un Büyük İskender’le yaptığı Büyük İsos Meydan Muharebesi Payas’ta gerçekleşmiştir. Bunun da MÖ.333 yılında gerçekleştiği düşünülürse Payas’ın, Hz. İsa’dan önce de önemli bir kent ve yerleşim birimi olduğu öne çıkıyor. Yani bu bölgede Antakya ne kadar eski bir tarihe sahipse Payas da o manada eski bir tarihe sahip. Bunun yanında Osmanlı dönemine geldiğimizde, hatta 16.yüzyıla baktığımızda Payas bölgenin önemli bir kenti konumunda.
Kentin en önemli yapıları; sahile giderken Sokollu Mehmet Paşa Külliyesi ve Payas Kalesi, hemen sahil tarafında Cin Kule, Cin Kule’nin baktığı körfezde ise Osmanlının Doğu Akdeniz’deki en büyük tersaneleri var. Bu eserlere, yapılara baktığınızda Payas’ın hem siyasi hem ekonomik açıdan çok önemli bir merkez olduğunu söyleyebiliriz.
1800’li yıllara geldiğimizde şehrin sancak merkezi olduğunu görüyoruz. Payas Sancağı’nın bugünkü sınırları; Adana ile Mersin’in birleştiği Karataş’tan başlar, Yumurtalık ve Misis’i içine alır. Ceyhan’ın bir kısmından o dönemlerdeki ismi Cebelli Bereket olan Osmaniye’yi içine alarak, Amanos Dağları’ndan Kırıkhan’a, Kurtlusoğuksu ve Bakras Kalesi’nden, Arsuz’a uzanan bir hilal çiziyor.
Payas Sancağının merkezi ise, Sokollu Mehmet Paşa Külliyesi. İskenderun körfezi o dönemde İskenderun körfezi değil, Payas körfezi. Dolayısıyla bu açıdan baktığınız zaman bugünkü ilçe olan Payas’tan ziyade dünkü sancak merkezi olan Payas’ın Osmanlı tarihinde veya dünya tarihinde ne kadar önemli bir kent olduğunu ortaya çıkartabiliriz.
Bunun yanında Mısır’a fethe giden Yavuz Sultan Selim’in ordusunun burada konaklamasını da sayabiliriz. Ayrıca Kıbrıs’ın fethinin Payas’tan gerçekleştiğini, özellikle Doğu Akdeniz tersane limanının Payas’ta olmasını, Kıbrıs’ı fetih eden gemilerin tamamının Osmanlı tarafından Payas limanında inşa ediliyor olmasını eklemek isterim. Ve Kıbrıs, Payas limanından başlayan seferlerle Türkleştiriliyor.
İşte böyle bir açıdan baktığımız zaman Payas, geçmiş tarihi ve ticari açıdan çok önemli bir kent. Sokollu Mehmet Paşa Külliyesi 1500’lü yıllardan bu yana bölgeden gelen geçen herkese hizmet veriyor.
Payas tarihsel geçmişi, tarihi eserleri ile önemli bir turizm merkezi. Sokollu Mehmet Paşa Külliyesi ile bölgeyi turizm açısından canlandırdınız. Külliyeyi ve burada geçekleştirdiğiniz çalışma ve projelerinizi anlatır mısınız?
Tarihimize sahip çıkmak, ecdadımıza vefa borcumuzdur. 1574 yılında Sokollu Mehmet Paşa tarafından Mimar Sinan’a yaptırılan Külliye, Anadolu’nun en büyük külliyesidir.
13 bin metrekarelik alana oturtulan külliye; Mimar Sinan’ın ustalık eserim dediği Selimiye Camisi ile aynı dönemde tasarladığı yapılardan biridir.
Külliyeyi oluşturan ana omurga kuzey-güney doğrultusunda 48 dükkanlık arasta olup; büyük avlu, tabhane, imaret, cami, sübyan mektebi, çifte hamam ve dua kubbesinden oluşmaktadır.
Külliye Cumhuriyet’ten sonra ulaşım yollarının da değişmesiyle eski önemini kaybetmiş,1964’ten itibaren yapılan onarımlar yeterli gelmemiş, atıl duruma düşmüştür. Şehrin merkezi durumunda olan bölge, zamanla şehrin yukarısına doğru kaymış ve ticari açıdan cazibe merkezi olmaktan çıkmıştır.
18 yıllık belediye başkanlığı hayatımda yaptığım en önemli çalışmalardan biri olarak gördüğüm; tarihin yeniden yaşamasına şahit olduğumuz, bu mübarek mekanın restorasyonudur. Mübarek mekan diyorum çünkü kutsal emanetlerden Kabe’nin örtüsüne kadar birçok değerli eşya külliyemiz üzerinden hacca gönderiliyordu. Kabe’nin tozu da muhtemelen o örtüyle buraya gelmiştir. Bu maneviyatın günümüzde de aynı özelliğini koruduğu düşüncesindeyim.
Tarihi mekanlar kullanıldığı müddetçe yaşar. 2014’te restoresini tamamladığımız Sokollu Mehmet Paşa Külliyemize işlev kazandırarak Payas halkına hizmet ettiği gibi uluslararası boyutta da birçok amaca hizmete açtık. Şimdi Külliye; iftar yemeklerinden fuarlara, uluslararası kongrelerden düğünlere, toplantılardan turistik gezilere, mesleki eğitim kurslarından fuarlara, sergilere, öğrencilere varıncaya kadar birçok etkinliğe ev sahipliği yapan nadide bir eser olarak yolunda ilerliyor.
Toplumda üretimin ana kaynağı olan kadınlarımıza arasta dükkanlarını tahsis ederek el emeği ürünlerini sergilemeleri ve ticarete dökmelerine imkan sunduk. Kapalı Çarşı olarak hizmet vermekte olan külliye çarşısında Osmanlı dokusuna uygun zanaatlar kadınlarımızın dokunuşlarıyla hayat buluyor.
Başta çalışma ofisimi taşıdığım külliyede, Türkiye’de emsali olmayan bir çalışma daha gerçekleştirdik. Payas Belediyesi Hizmet Binamızı külliyemizin han bölümüne ve odalarına taşıdık. Şuanda yapım aşamasında olan yeni hizmet binamız bitene kadar hemşehrilerimize hizmetimizi buradan sürdüreceğiz.
Ecdadın Külliyedeki kullanımlardan biri de ‘Sübyan Mektebi’dir. ‘Halkın Külliyesi’ fikriyle yola çıkarak Sübyan Mektebini de günümüze uyarladık. Öğrencilerimiz için tarihi eserleri ders kapsamına alarak sevdirme hedefimizdeki projeyle Türkiye’de bir ilke daha imza attık.
Payas Belediyesi, Çekül Vakfı ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğümüzce ortak disiplinle bir araya gelerek külliyemizin bir bölümünü külliye sınıfı olarak çocuklar ve gençler için tasarladık.
‘Külliye Sınıfı’ projemizi ulusal bir proje haline getirmeyi amaçlıyoruz. Öğrencilere tarihi koruma bilincinin aşılandığımız etkinliklerin yanı sıra onlara kendilerinin ekip biçtikleri bir organik bahçe tahsis ettik. Global anlamda tüketim toplumunda yaşarken, onları üretmeye teşvik ederek hazıra bağımlılıklarından kurtarıp üretimi amaç edinmelerini hedefliyoruz.
Biz Sokollu Mehmet Paşa Külliyemizi çok amaçlı kullanırken kapıları ardına kadar tüm misafirlerimize açık tutuyoruz. Esnaftan personele kadar herkes aynı gayede; “Misafiri aziz tut ki, sen de Allah’tan izzet bulasın”.
Tarihi korumak ve işlevlendirmek gayemizde sahilde bulunan 13. Yüzyıl eseri, Ceneviz Kalesi olan Cin Kulemizin restorasyon çalışmalarını sürdürüyoruz. Cin Kule, Payas’ta sahile oldukça yakın konumda Payas Kalesi’nden sonra ikinci bir askeri niteliğe sahip yapıdır. 13. Yüzyılda açık denizlerden gelebilecek saldırılara karşı ön savunma hattı oluşturmak için bir gözlem kulesi olarak inşa edilen Cin Kule, İstanbul’daki Kız Kulesi örnek alınarak 1577 yılında yapılmış, Payas Kalesi ve Sokollu Mehmet Paşa Külliyesi yapılarına siper olmuştur. Payas’ta oluşturulmak istenen Osmanlı şehri için son büyük gayret örneğidir. Limana yakınlığı sebebi ile gümrük kapısı olarak da kullanılan Cin Kule, ziyaretçilerinin denize nazır manzaranın keyfini sürmeleri için butik kafeteryaya çevirmek, projemizin bir sonraki aşamasıdır.