Ana Sayfa / Araştırma / KIRIKHAN GÖLBAŞI ; AMİK GÖLÜ YENİDEN DOĞUYOR

KIRIKHAN GÖLBAŞI ; AMİK GÖLÜ YENİDEN DOĞUYOR

Makale: Abdullah ÖĞÜNÇ – Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Hatay Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı, HATIAB üyesi.
Fotoğraflar – Ali Atahan, Mahmut Yıldırım, Cihan Parlar

Ben köy çocuğuyum. Yolda bayırda yürürken, ağaçta bir kuş sesi duyduğumuzda bilincinde bile olmadan, hemen elimiz yerde taş ararken, gözümüz kuşu görmek için ağaçta olurdu. Ve taşı fırlatırdık. Sapanımız varsa tam bir avcı kesilir, pusular kurarak kuşu vurmaya çalışırdık. Yani, kuş sesine bile tahammül edemezdik. Niyetimiz ne olursa olsun onları susturur ve kaçırırdık. Bu kadar da değil; yoluna giden bir kertenkeleye, elöpene, bir kurbağaya da aynı tavrı gösterir, ne kadar zalim olduğumuzu ispata çalışırdık. Oysa bu canlıların bir tanesi bile bize zarar vermez ve bizden de bir şey istemezdi.
Böyle bir toplumda biçimlenen, bunu terbiye sayan insanlar olarak kimimiz üniversite bitirdik, çifter diplomalar aldık, Su Ürünleri Mühendisi olduk ve ülke yönettik. ‘Ağaç yaşken eğilir’ atasözüne uygun olarak, çocukluğumuzda doğaya karşı avcı rolünde büyütülünce canlı-cansız herkese av olarak yaklaşan bir nesil olduk. Genel olarak insanlara karşı da saygısızlığımızın, zalimliğimizin kökeninde bu yanlış eğitildiğimizin yattığını kabul etmeliyiz…
Çocukluğum büyüklerimden kurutulan Hatay Amik Gölü’nü dinlemekle geçti.Bir ip gibi dizilen, bazen bulut olup gökyüzünü kaplayan kaz ve ördek sürülerini, yine gölden sağlanan saz ve kamışlar ile yapılan hayma denilen çardaklarda yapılan köy sohbetlerini ve gölün bünyesinde bulunan binbir çeşit canlı türünün güzelliklerini anlatılanlar ile yaşadım. Bence cennet buydu ! İlginçtir ki o dönemi yaşamış büyüklerimiz anılarını anlatırken gözleri de dolu dolu olurdu. Peki Amik Gölü yeniden oluşturulamaz mıydı?Oysa halk arasında yeniden oluşturulacağına dair söylemlerin sıkça arttığı günlerde bende konuyla ilgili bir şeyler yapma gereği hissettim.Sosyal paylaşım ağı facebook üzerinden ‘’Hatay Amik Gölü’nü Geri İstiyoruz’’ isimli bir grup kurdum. Amacım bu işe gönül vermiş doğaya ve doğal hayata önem veren insanların bir çatı altında toplanması sağlayıp birlikte, daha etkili mücadele etmekti..Grup kısa sürede büyüdü geniş kitlelere ulaştı, doğa adına önemli işler yapmış bir çok bilim insanınıda gruba davet ettim bire bir görüşmeler yaptım. Yine grup üzerinden doğal hayat konulu bir çok konferans ve çalıştay davetine katıldım.’Doğayı daha iyi tanıdım. Bilgilendim.Bilgilendikçe de öfkelendim, Amik Gölünü kurutanlara ve doğaya hoyratca müdahale edenlere.. Daha da önemlisi artık kendimi tanımıştım.
Hatay Amik Gölü 1950/1975 yılları arasında iki aşamalı olarak tarımsal alan kazanmak Amik Ovasındaki tarım arazilerini taşkınlara karşı korumak ve sıtma hastalığına önlem amacıyla kurutuldu.Kurutulması ülkemiz tarihinde insan eliyle yapılmış en önemli çevre felaketleri arasında gösterilir. Dönemim DSİ genel müdürü olan bizzat kurutma çalışmalarını yöneten Süleyman Demirel’in 1997 yılında Mustafa Kemal Üniversitesindeki konferansta bir gazetecinin sorusuna ”Hayatımda yapmış olduğum hatalardan biri Hatay Amik Gölünü Kurutmaktı” şeklinde vermiş olduğu cevap halen hafızalarımızda.
2010 yılında derneğimizi kurarak Amik Gölü konusunda daha ciddi çalışmalar yapmaya başladık. Gölün öncesini ve sonrasını anlatan sunumlar hazırlayıp köy köy mahalle mahalle halka anlatmaya başladık. Bu sunumları websiteler üzerinden paylaşımlara açarak daha geniş kitlelere ulaştırdık. Sivil toplum örgütlerinin, oda başkanlıklarının, yerel temsilciliklerin, üst düzey bürokrasinin, siyasetçilerimizin kapılarını çaldık konunun önemini vurguladık. Bu süreçte yerelde ve ulusalda yayın yapan bir çok görsel ve yazılı medya kuruluşuyla programlar gerçekleştirdik. Uzunca bir mücadele sonucunda karar verici mercilerden şöyle bir söz duyduk ”Tamam Amik Gölünün Kurutulması bir Hatay’dı, Peki ne yapabiliriz dendi” Amik gölünün yeniden olşmasının teknik yapılabilirliği mümkün olmasına rağmen doğuracağı sosyal tepkiler göz önünde bulundurulduğunda şu an ki şartlar doğrultusunda ne yazikki bu mümkün görünmüyordu. Göl havzası içerisine kurulmuş köyler, tarıma açılmış araziler dahada önemlisi göl çanağına yapılmış bir havalimanı vardı.. Yetkililerden ne yapabiliriz sorusunu duyar duymaz Hatay Kırıkhan Gölbaşı Gölünü gösterdik.
İnsanlığın sağlıklı bir şekilde yaşamı için gerekli olan doğal ortam, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de gittikçe bozulmaktadır. Bu bozulmada birçok faktör etkilidir. Doğal dengenin bozulması iklim özelliklerinin değişmesine, flora ve fauna çeşitliliğinin yok olmasına, toprak, hava ve su kirliliği gibi çevre sorunlarına yol açmaktadır. Hâlbuki insanlığın sahip olduğu doğal kaynaklar sınırlıdır. Bu doğal kaynakların bilinçsizce kullanımı veya tahrip edilmesi geriye dönüşü olmayan doğal yıkımlar meydana getirmekte ve birçok canlı türünün yok olmasına neden olmaktadır. Doğanın gelişigüzel kullanımının yol açtığı veya açacağı tehlikeler görüldüğü için bugün dünyanın çeşitli kesimlerinde olduğu gibi ülkemiz insanları arasında da doğanın dengeli bir şekilde kullanımı ile ilgili bilinç gittikçe yayılmaktadır.
Ülkemizin sahip olduğu doğal kaynakların özelliğinin iyi bilinmesi, bir plan dâhilinde bozulmadan devamının sağlanması ve yönetilmesi gerekmektedir. Bu nedenle sulak alanların ekolojik dengesinin de bozulmadan sürdürülebilmesi büyük önem taşımaktadır. Sulak alanların ekolojik oluşumları ve biyolojik değerleri açısından önemli fonksiyonlara sahip oldukları ve çevrelerinde yaşayan insanlar ile bölge ve ülke ekonomisi için çeşitli değerler taşıdıkları bilinen bir gerçektir. Tropikal ormanlarla birlikte yeryüzünün en fazla biyolojik üretimine sahip olan sulak alanlar; başta su kuşları olmak üzere, değişik tür ve karakterde çok zengin bitki ve hayvan topluluklarının gelişmesine ve barınmasına olanak sağlamaktadır. Ayrıca, bulundukları bölgenin su rejimini düzenleme, taşkınları kontrol etme, yöre iklimini yumuşatma, atık suları arıtma gibi çok yönlü işlevlerinin yanı sıra, balıkçılık, hayvan otlatma, saz üretimi, avcılık, turizm, eğlence ve dinlence gibi sağladığı değişik etkinliklerle de bölge ve ülke ekonomisine katkıda bulunmaktadır. Ancak sulak alanlar; insanların çeşitlenen ve genişleyen ekonomik faaliyetleri, büyüyen şehirler, artan nüfus, su ve gıda ihtiyacı gibi nedenlerle son yıllarda büyük bir tehlike altına girmiştir. Ülkemizdeki sulak alanların önemli bir bölümü, sulak alanların sahip olduğu kendine özgü ekosistem özellikleri dikkate alınmadan, bilinçsizce çeşitli amaçlar (tarım, sanayi ve yerleşim alanı ) için tamamen kurutulmuş, bazıları ise aşırı ve plansız bir biçimde kullanıldığı için sahip oldukları zengin biyolojik çeşitlilik yok olma noktasına gelmiştir. Günümüzde ancak koruma altına alınmış az sayıda sulak alan varlığını sürdürebilmektedir. Ülkemizde sulak alanların korunması, planlanması ve işletimi konusunda son yıllarda en azından düşünce planında ilerlemeler sağlanmıştır.
Kırıkhan Gölbaşı Gölü, kurutulan Amik Gölü’nün 20 km kuzeyinde, adeta onun bir kalıntısı özelliğindedir. Gölün flora ve fauna özellikleri Amik Gölü ile büyük benzerlik göstermektedir. Gölde yapılan günü birlik keyfi gözlem etkinliklerinde şu ana kadar 186 kuş türü tesbit edilmiştir ki bunların bir çoğu nadir türdür.
Dernek olarak gölbaşı gölünde tesbit ettiğimiz başlıca sorunlar; Tarımsal amaçlı vahşi sulama, haftanın her günü neredeyse her saati bilinçsiz ve aşırı avcılık, evsel ve tarımsal kimyevi kirliliğe ilaveten katı çöp atıkları, saz ve kamışların yakılması diyebiliriz. Bu sorunların acil olarak bertaraf edilmesi gerekiyordu ki, sonu göz yaşımız kurutulan amik gölü gibi olmasın. Tesbit ettiğimiz sorunların çözümü noktasında üyesi olduğumuz ”Hatay Mahalli Sulak Alan Komisyonunda” ve ”Asi Havzası Havza Yönetim Heyeti ve Üst Heyeti Toplantılarında” defalarca dile getirdik. Ankaraya gittik siyasetçi ve Orman ve Su İşleri Bakanlığına bağlı kurum amirleri ile görüşmeler yaptık.Zaman zaman TRT, NTV, CNNTÜRK gibi ulusal TV kanallarında proğramlar gerçekleştirdik. Aynı keza yerelde bir çok belgesel çekilmesine vesile olduk.Çok zorlu mücadele sonrasında Orman ve Su işleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından Gölbaşı gölüne 3 ay önce ”Uluslar öneme haiz sulak alan statüsü” verildi. Bu şu anlama geliyordu. Göl artık sorunlarının çözümü noktasında bir muhatap bularak bakanlık tarafından sahipleniyordu. Önümüzdeki günlerde gölün yönetim planı ve arazi durumuna göre rehabilite işlemine başlanacak.
Bilindiği gibi Olimpiyat oyunları ve FİFA Dünya Kupası’ndan sonra dünyanın en prestijli ve kapsamlı organizasyonu olan EXPO’ya 2021 yılında Hatay ev sahipliği yapacak. EXPO’nun doğa parkı etabının Kırıkhan Gölbaşı Gölünde yapılması konusunda Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Doç.Dr Lütfü Savaş ile oldukça önemli görüşmeler gerçekleştirdik.Kuvvetle ihtimal EXPO2021in doğa parkı etabı Gölbaşında gerçekleşecek.
Orman ve Su işleri Bakanlı yetkililerine önerdiğimiz Hatay için bir sulak alan geliştirme projesi kapsamında; Geçmişte Amik Gölü’nü besleyen kaynaklardan biri olan Gölbaşı Gölü, jeolojik, jeomorfolojik, hidrojeolojik özellikler ve arazi mülkiyet durumuna göre rehabilite edilerek, göl ve bataklık alanı 541 ha dan 1000 ha yükseltilecektir. Bunun için özellikle göl alanının güneyinde sondajlar yapılarak stratigrafik özelliklere göre killi dolgu malzemesinden oluşan sedde planlanacaktır. Aynı zamanda sedde üzerinde gölün beslenme rejimine uygun kontrol kapaklarının yerleri belirlenecektir. Böylece bölge için jeostratejik öneme sahip tatlı su kaynakları geliştirilerek korunacaktır.
Amik Gölü’nün kurutulması sonucu yok olan kıtalar arası öneme sahip sulak alan ekosistemi, yine Amik Gölü’nün kalıntısı olan Gölbaşı Gölü’nde yeniden canlandırılacaktır. Böylece kıtalar arası göçmen kuşların göç yolunun kesintiye uğraması ve bu kesintiye bağlı diğer sulak alan ekolojilerinin zamanla degradasyona uğraması endişeleri ortadan kalkacaktır. Bunun için Gölbaşı Gölü Sulak Alanı’nda, su kuşlarının yoğun ve toplu olarak kuluçka yaptığı ve gecelediği alanlar; nadir ve nesli tehlikedeki kuş türlerinin önemli üreme bölgeleri ile nesli tehlikede veya dar yayılışlı sulak alana bağımlı doğal bitki türlerinin bulunduğu “Mutlak Koruma Bölgesi”: alanları oluşturulacaktır.
Gölbaşı Gölü sulak alan ekosisteminin sürdürülebilir ve etkin kullanımı için öncelikle mevcut biyolojik çeşitliliğinin ortaya konması zorunludur. Gölün bulunduğu alan, Anadolu kuşağı ile Afrika kuşağı arasında geçit bölgesi olup flora ve fauna çeşitlenmesinin olduğu nadir ekosistemleri içerir. Bu bölge sadece Afrika elemanları ile Orta Doğu (Fırat-Dicle) su sistemlerinin elemanlarını içermekle kalmaz, aynı zamanda Akdeniz’le olan Asi Nehri bağlantısı sayesinde Anguilla anguilla (Avrupa yılan balığı-Europeaneel) gibi bazı deniz aşırı okyanus elemanlarını da barındırır. Kaldı ki henüz bölgede gerek flora gerekse fauna açısından detaylı bir çalışma yapılmamıştır. Bu nedenle projede biyolojik olarak iki önemli fayda sağlanacaktır: Birincisi; varsa endemik veya nesli tehlike altında olan flora ve fauna elemanları belirlenecek, ikincisi ise, bölgede mevcut flora ve fauna dengesini bozmadan gölden maksimum oranda verim elde etme yolları geliştirilecektir. Sulak alan ekosistemi ile ilişkili ve sistemi destekleyen çalılık, ağaçlık, orman, çayır, mera ve benzeri habitatların oluşturduğu “Ekolojik Etkilenme Bölgesi” alanları oluşturulacaktır.
Projede gerçekleştirilecek en önemli hedeflerinden biri de sürdürülebilir sulak alan işletim modeli oluşturmak ve bu işletim modelini uygulayarak yöre halkına sürdürülebilir sosyo-ekonomik yaşam sunmaktır. Gölbaşı sulak alan ekosistemi canlandırıldığında, Amik Gölü kurutulmadan önceki kuş popülâsyonu ve türüne yakın bir çeşitlik elde edilecektir. Hatta AnhingaMelanogaservePernisApivorusgibi dünyada yok olma tehlikesi olan türler burada izlenebilecektir. Bu zengin kuş popülâsyonu ve türüne bağlı gerçek bir kuş cenneti ortaya çıkacak buna bağlı eko-turizm anlayışı içinde kara avcılığı ve kuş gözlemciliği yapılabilecektir. Aynı zamanda araştırmalar için dünyanın en önemli açık ornitoloji laboratuvarı oluşacaktır. Bunların yanında su avcılığı, kağıt sanayisi için sazlık ve kamışlıkların değerlendirilmesi, rekreasyon hizmetleri ve yaz aylarında sulama suyu sağlanması gibi ekonomik kazanımlar elde edilecektir. Bu ekonomik çıktılar öncelikli olarak sulak alan ekosistemi içinde yer alan Kalekamberli, Adalar, Gölbaşı ve Pınarbaşı köylerinden oluşan yaklaşık 4000 kırsal nüfusun kalkınmasında kullanılacaktır.
Sulak alan havzasının coğrafi durumu, topografik özellikleri ve arazinin mevcut kullanım durumu dikkate alınarak sulak alan ekosistemini korumak amacıyla “Tampon Bölge” alanı oluşturulacaktır.
Sulak alan sınırları içindeki arkeolojik kalıntıların tespiti ve sulak alan ekosistemine uygun olarak koruma altına alınması ve turizme kazandırılması sağlanacaktır.
Gölbaşı Gölü Sulak alan Havzası’nın peyzaj planı yapılarak; kara ve su avlanma alanları, kuş gözlem alanları ve gözlem kulelerinin tasarlanması, rekreasyon ve gezi alanlarının düzenlenmesi, sosyal tesislerin ve alanların belirlenmesi gibi eylemler gerçekleştirilecektir.
Gölbaşı sulak alan ekosistemini tehdit eden faktörler belirlenecek ve gerekli tedbirler için önerilerde bulunulacaktır.
Yapılan çalışmalar hakkında yöre halkının bilgilendirilmesi ve proje kazanımlarının kendilerine olan katkıları paylaşılarak destekleri alınacaktır.
Projenin amaçları ve kazanımlarının her platformda duyurularak valiliğin, yerel yönetimlerin ve gönüllü kuruluşların destekleri sağlanacaktır. Ayrıca Türkiye’deki ve yurtdışındaki farklı uzmanlarla ve proje katılımcılarıyla müzakereler yapılacaktır.
Bu gibi eylemler tam istenildiği gibi gerçekleştiğinde Amik Gölünün kurutulması sonucu yok olan kıtalar arası öneme sahip sulak alan ekosistemine geçmişte amik gölünü besleyen asıl kaynak olan kırıkhan gölbaşı gölünde yeniden kavuşmuş olacağız.
Gölbaşı konusunda yapmış olduğumuz faaliyetler sonucu bugün tüm kişi ve kurumların ilgi odağında projeler ürettiği birşeyler yapma gayreti içerisinde olduklarını görmek bizleri mutlu etmekte.
Sürecin başından bu yana faaliyetlerimize destek olan Hatay Milletvekili Sayın Mehmet Öntürk’e, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Doç.Dr. Lütfü Savaş’a, Ziyaretimizde bizleri ilgi ile dinleyen Hatay Valimiz Sayın Erdal Ata’ya, Kırıkhan’da göreve başladığından bu yana müthiş işler ortaya çıkaran, bizzat faaliyetlerimizin takipçisi, duruşu ve sorunlara yerinde müdahalesi ile tam bir devlet adamı olan Kırıkhan Kaymakamı Sayın Mustafa Erkayıran’a, Kırıkhan Belediye Başkanı Sayın Ayhan Yavuz’a, Kırıkhan Cumhuriyet Başsavcısı Sayın Gökhan Kapağan’a, Kırıkhan Emniyet Müdürü Sayın Mustafa Özkan’a, Hatiab Başkanı Sayın İbrahim Güder’e, STK temsilcisi dostlarıma, derneğimiz bünyesinde bulunan tüm üyelerimize, destekçilerimize ve gönüllülülerimize, bizlere yol gösterip mihmandarlık yapan bilim insanlarımıza şahsım ve temsil ettiğim kurum adına teşekkür ediyorum.

İlginizi Çekebilir

YENİ KARİYER YOLU: GİRİŞİMCİLİK

Son yıllarda, girişimcilik ve inovasyon kavramlarının giderek artan bir şekilde popüler olduğuna ve artan sayıda …

Bir cevap yazın

Watch Dragon ball super