Ana Sayfa / Genel / Av. ALİ MAHİR – BAŞARIR BAŞARIR HUKUK BÜROSU ORTAĞI – HATİAB ÜYESİ

Av. ALİ MAHİR – BAŞARIR BAŞARIR HUKUK BÜROSU ORTAĞI – HATİAB ÜYESİ

Ülkemizin içinde bulunduğu koşulları göz önüne aldığımızda ticari hayatta yaşanan sorunlar aşikar. Bu bağlamda ticari davaların sayısında gözle görülür bir artış gözlemlemek mümkün. Aynı zamanda birçok işten çıkarmanın yaşandığı bir dönemdeyiz. Bu sebeple iş davalarında da büyük bir artış var.

Mahir bey, okuyucularımızın sizi daha iyi tanımaları için kendinizden bahseder misiniz?
1975 yılında Mersin Tarsus’ta doğdum. Üniversiteye kadar Tarsus’ta okuduktan sonra ardından Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdim. Okuldan hemen sonra Marmara Üniversitesi’nde Kamu Hukuku programında yüksek lisans yaptığım için hem öğrenci hem de avukattım. 2000 yılında büyük imkansızlıklar içinde Kadıköy’de Başarır Hukuk Bürosu’nu kurdum. Çok küçük fakat çok başarılı işler yapan bir büroydu. Başarı ve azim daha sonra büyümeyi de arkasında getirdi, ekibimiz de zamanla genişledi. Bugün meslekte 17 yılı geride bırakırken Maltepe’de Türkiye’nin sayılı hukuk bürolarından biri haline geldik.
Başarır Hukuk Bürosu başarılı çalışmalar yapan bir büro. Bize ekibinizden de kısaca bahseder misiniz?
Büromuzda ben dahil 5 avukat, 2 stajyer avukat ve yaz stajyerlerimizle çalışıyoruz. Eşim Av. Sebla Öztürk Başarır aynı zamanda ara buluculuk yapıyor. Özel hukuk alanında son derece önemli çalışmaları var.
Bir diğer çalışma arkadaşım Av. Halil Öztürk ise meslekte 43 yılı geride bırakmış son derece tecrübeli bir avukat.
Av. Serhat Çetin ve Av. Fatma Hazal Eryılmaz ise stajyerlik dönemlerinden beri büromuzda çalışıyorlar.
Siz daha çok ne tür davalara bakıyorsunuz?
Ben hukuk alanında her avukatın spesifik olarak uzmanlaşması gerektiği bir yahut birkaç alan olması gerektiğini düşünüyorum. Fakültede öğrenciliğimden beri ceza hukukuna büyük ilgi duydum, daha sonrasında ise yüksek tahsilimi bu alanda yaparak elimden geldiğince kendimi geliştirmeye çalıştım. Şu anda da ağırlıklı olarak ceza hukukuyla ilgileniyorum. Bunun yanı sıra vergi hukuku ve idare hukuku alanındaki davalarla da ilgileniyorum.
Günümüzde en çok hangi davalarda artış gözlemliyorsunuz?
Ülkemizin içinde bulunduğu koşulları göz önüne aldığımızda ticari hayatta yaşanan sorunlar aşikar. Bu bağlamda ticari davaların sayısında gözle görülür bir artış gözlemlemek mümkün. Aynı zamanda birçok işten çıkarmanın yaşandığı bir dönemdeyiz. Bu sebeple iş davalarında da büyük bir artış var.
Bunun yanı sıra Türk toplumu olarak hali hazırda adalet arayan bir yığın insan haline geldik. Eskiden vatandaş mahkemeye başvurma yolunu pek tercih etmezdi, artık herkes haklarının bilincinde; insanlar uyuşmazlık ne olursa olsun hakkını bir şekilde aramak istiyor.
Avukatlık mesleğinin geleceğini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Avukatlık mesleği geçmişte bizlere daha fazla şans ve olanak sunuyordu. Günümüzde yeni mezunlar bize kıyasla bu konuda daha şanssız. Baktığınız zaman Türkiye’de çok fazla hukuk fakültesi var ve kontenjanları da çok yüksek. Her fakülte için söylemiyorum ancak çocuklarımıza niteliksiz bir eğitim veriliyor. Bu kadar çok sayıda mezunun arasında da sivrilmek genç meslektaşlarım için zorlaşıyor. Kendilerini ellerinden geldiğince geliştirmeleri gerekiyor ki faydalı ve etkin işler yapabilsinler.

Türkiye’de yeni başlayan Arabuluculuk sistemi hakkında düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz? Sizce bu sistem adli sistemdeki yoğunluğa bir çare midir?
Arabuluculuk sistemi, çok güzel düşünülmüş. Az önce de dediğim gibi vatandaşlar artık haklarının bilincinde oluyor ve mahkeme yoluna başvurarak haklarına kavuşmayı amaçlıyorlar. Bu durum da mahkemelerin iş yükünü haliyle artırıyor. Arabuluculuk müessesini buna istinaden getirdiler. Dediler ki; insanlar uyuşmazlıklarında kendi aralarında anlaşabiliyorlarsa öncelikli olarak bu yolu denesinler, bu yolu tükettikten sonra gelsinler davalarına bakalım. Bu açıdan baktığınızda adli sistemdeki yoğunluğa bir nebze de olsa çare olarak görünüyor fakat bizim yargı sistemimizde çok yeni bir müessese. Bu sebeple çok fazla kişi bilmiyor, bilenler de mahkemeyi daha güvenilir görüyorlar. Oysa arabulucukta nihayet taraflar arasında karara bağlanan evrak, mahkeme ilamı gibi sonuç doğuruyor. Zaman ilerledikçe vatandaşlarımız da bu sisteme alışacaktır ve adli yargının üzerindeki yoğunluk bir nebze azalacaktır diye düşünüyorum.
Adil yargı sisteminin en önemli unsurlardan Avukatlık mesleğinin bu gün yaşadığı en önemli sorunları nelerdir?
Az önce söylediğim gibi okullara bağlı olarak artık çok fazla avukat var. Bunun yanı sıra mesleğimizi icra ederken, avukatın üzerine yüklenen sorumluluklara ve avukatların haklarına baktığınızda ister istemez bu hususlar arasında bir karşılaştırma yapıyorsunuz. Sorumluluk bizim mesleğimizin özü, buna bir itirazımız yok fakat günden güne avukatların bir takım haklarının elinden alınması, toplum nezdinde saygınlığımızın azalmasına ve en önemlisi mesleğimizi rahat ve kolay bir şekilde icra edemememize neden oluyor. Çünkü avukata tanınan hareket serbestisi gün geçtikçe daralıyor. Üstelik bu sadece beni ve meslektaşlarımı ilgilendiren bir durum değil. Biz sizin haklarınızı savunuyoruz. Avukatın hareket serbestisini tahrip eden her olgu aslında direkt sizleri de etkiliyor.
Değerli vaktinizi ayırıp sorularımızı cevaplandırdığınız teşekkür eder, çalışmalarınızda başarılar dileriz.
Başta HATİAB Başkanı İbrahim Güder olmak üzere bu yayının hazırlanmasında emeği geçen herkese ben teşekkür ederim. Size ve ekibinize iyi çalışmalar ve başarılar diliyorum.

İlginizi Çekebilir

YENİ KARİYER YOLU: GİRİŞİMCİLİK

Son yıllarda, girişimcilik ve inovasyon kavramlarının giderek artan bir şekilde popüler olduğuna ve artan sayıda …

Bir cevap yazın

Watch Dragon ball super