Ana Sayfa / Dergide Bu Ay / Seleucus‘tan bugüne değişmeyen uygarlık; TİTUS

Seleucus‘tan bugüne değişmeyen uygarlık; TİTUS

Titus Tüneli tarihi kayıtlarda “Dünyanın ilk tüneli” olarak geçmektedir.

Tarihi kayıtlara göre, “dünyanın ilk tüneli” olarak tanımlanan Titus Tüneli, Roma döneminde dağlardan inen suların sürüklediği tortuların limanı doldurmasını önlemek için yapılmıştır. Tünelin yapımına İmparator Vespasianus (MS.69-79) zamanında başlanmış, oğlu İmparator Titus (MS.79-81) zamanında da tamamlanmıştır. Bu çalışma sonucunda da limanın dolması önlenmiştir. Bu mühendislik harikası olan tünel, 1000 kişilik esir ordusu tarafından 10 yıl boyunca çalışılarak açılmış.

Tünelin deniz tarafındaki girişine göre sağ tarafta , 100 mt. kadar uzaklıkta kaya mezarları vardır burada kayalara oyulmuş mağaraların içinde bulunan çok sayıda mezarın en çok ilgi çekeni , çukurun tabanındaki geniş mağaradır.

Antakya’nın 35 km. batısında, Musa Dağı’nın güneyinde kurulmuş antik bir kenttir, Titus. Günümüzde yerli ve yabancı turistlerin Hatay’a geldikleri zaman görmeden gitmedikleri bir yapı olan Titus Tünelleri, muazzam tarihi ve yaşayan dokusuyla ziyaretçilerini derinden etkileyen bir uygarlık. Bu uygarlık, binlerce yıldır pek çok medeniyeti yeşerten Hatay’ın tam kalbinde atmaya devam ediyor.

Bu bölgede ilk iskan M.Ö. 4500 yıllarına kadar iner. Bütün dünyaca bilinen tarihi Seleukoslarla başlar. Büyük İskender’in ölümünden sonra generalleri arasında paylaşılan ve burayı da içine alan topraklar Seleucus’a kalır. Seleukoslar merkezleri Babil olmasına rağmen buradan Akdeniz’e hükmetmek isterler. Bunun güçlüğünü anlayan imparator önce burayı devletinin başkenti yapmayı düşünür ancak her an denizden gelecek saldırıya uğraması mümkün ve savunması güç olan bu şehri başkent yapmaktan vazgeçerek Antakya’ya yönelir. Roma egemenliğine geçtiğinde de önemi daha da artmıştır. Daha sonra Bizans hakimiyetine geçmiştir. Bu dönemde liman eski önemini kaybetmiştir. Seleukeia Pieria şehri aşağı ve yukarı olmak üzere iki kısımdan kurulmuştur. Yukarı şehir deniz seviyesinden 300 metre yüksekliktedir. Burada büyük malikaneler, mabetler ve resmi binalar bulunmaktadır. Aşağı Şehir, liman ve çevresinde kurulmuştur. Aynı zamanda burada büyük bir hamam ve küçük bir tiyatro bulunmaktadır. Şehrin çarşı ve El-Mina ismini taşıyan iki kapısı bulunmaktadır. Şehrin tamamı bir surla çevrilidir.

MS 1. yüzyılda dağdan gelen suların neden olduğu selin taşıdığı kum ve çakılların limanı doldurmasının engellenmesi amacıyla Roma İmparatoru Vespasian’ın emriyle yapımına başlanan, 130 metresi dağın oyulmasıyla bin esire 10 yılda yaptırılan Titus Tüneli, ilçenin görülmesi gereken en önemli yerlerinden biri.

Samandağ’ın 5 km. kuzeyinde denize hakim yamaçlarda M.Ö. 300 yıllarında Seleuykos Nikator tarafından kurulan ve kurucusunun adı ile anılan şehirdir. Şehrin, dağın hemen bitiminde, dağdan gelen derelerin ağzında bir iç limanı vardır. Sellerin bu limanı Doldurması tehlikesi ortaya çıkınca imparator Vespasianus zamanında dağ delinerek bir tünel açılması kararlaştırılır tünel Titus zamanında tamamlanır ve derenin önü bir duvarla kapatılarak sel suları, yüksekliği 7 metre. genişliği 6 metre olan bu tünel vasıtası ile uzaklara akıtılır, böylece limanın dolması engellenmiştir.
Tünelin doğu ucunun yakınındaki kuzey duvarında bir kitabe bulunmaktadır. Kitabede : “DIVVS VESPASIANVS ET DIVVS TITVS” ifadesi okunmaktadır.

Vespasian ve Titus dile getirilirken, Roma imparatorlarının statülerinden biri olan “divus” (ilahi-tanrısal) sıfatı kullanılmıştır. Kitabenin sağ alt köşesinde ise dört Grek harfi vardır : ενυΔ (ENYD) ki bu sözcük “hidrasyon (su dengesi)” anlamına gelmektedir.
Oldukça hasar görmüş bir başka kitabede ise İmparator Antoninus Pius’un (10 Temmuz 138 – 7 Mart 161) emriyle lejyon askerleri tarafından tünelde bazı çalışmalar yapıldığı kaydedilmiştir.
Tünelin deniz tarafındaki girişine göre sağ tarafta, 100 metre kadar uzaklıkta kaya mezarları vardır burada kayalara oyulmuş mağaraların içinde bulunan çok sayıda mezarın en çok ilgi çekeni, çukurun tabanındaki geniş mağaradır. İçinde çok sayıda mezar bulunan bu mağara diğerlerinden farklı yapılmış yüksek ve gösterişli bir mezar yüzünden halk arasından ”Beşikli Mağara” olarak anılmaktadır. Antik şehrin yerleşim yerinin yukarı kısımlarında tapınak kalıntılarına da rastlanır, bunlardan başka, Mağaracık Köyü civarında da çok sayıda mağara vardır. Bu eşsiz yapılar, yeni ayak izlerini bağrında taşımak için her gün dünyanın farklı yerlerinden gelen ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor.

İlginizi Çekebilir

YENİ KARİYER YOLU: GİRİŞİMCİLİK

Son yıllarda, girişimcilik ve inovasyon kavramlarının giderek artan bir şekilde popüler olduğuna ve artan sayıda …

Bir cevap yazın

Watch Dragon ball super